TÜRKİYE’DE İLK ÖZEL GAZETEYİ KİM ÇIKARDI?
1831 yılında yayınlanan ilk Türkçe gazete “Takvim-i Vekayi” adını taşımakta olup resmi nitelikteydi. Bunu Çörçil adında bir İngiliz tarafından çıkarılan yarı resmi ve hükümetin maddi yardımıyla desteklenen “Ceride-i Hevadis” adındaki gazete izledi. Fakat hükümetle herhangi bir ilgisi olmayan özel nitelikte ilk Türk gazetesi 21 Ekim 1860 tarihinde, “Tercüman-ı Ahval” adıyla Agâh Efendi tarafından çıkarılmıştı.
Yozgatlı Çapanzâde Mehmet Hulusi Efendi’nin oğlu olan Agâh Efendi, 31 Mart 1832’de İstanbul’da doğmuştu. Daha on bir yaşındayken, Beyoğlu’nda bulunan Tıbbiye Mektebi’nin, hazırlık sınıflarına devam etti. Öğrenim yabancı dille olduğundan, burada Fransızca öğrendi. Yedi yıl sonra okulu bırakıp Babıâli Tercüme Odası’na memur girdi. Maiyet kâtipliği göreviyle 1853 yılında Paris Sefareti’ne atandı. 1860 yılına kadar çeşitli memuriyetlerde çalıştıktan sonra, yukarıda belirttiğimiz tarihte Türkçe ilk özel gazete olan “Tercüman-ı Ahval” gazetesini yayınlamaya başladı.
“Tercüman-ı Ahval” Türkçe ilk özel gazete olduğu gibi, hükümet tarafından kapatılan ilk gazetedir. Bir yandan gazetecilik yapan Agâh Efendi , bir yandan da memuriyetlerde bulunmaktan geri kalmadı. 1861 de Posta Nazırı oldu. 1865’de şimdiki Sayıştay karşılığı olan Divan-ı Muhasebat üyeliğine atandı.
Bu sıralarda, Namık Kemal ve Ziya Paşa gibi fikir adamları, yazarlar, siyasal hak ve özgürlükleri duyurmak, halka, bunları benimsetmek çabasındaydılar. Avrupa’da bulunan Mısırlı Prens Mustafa Fazıl Paşa, “Yeni Osmanlılar” Cemiyeti adına yayın yapmaları için onları Avrupa’ya çağırmıştı.
Bu amaçla Avrupa’ya giden Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi’nin ardından Agâh Efendi de onları izledi. Londra’da buluştular ve Agâh Efendi’nin İstanbul’dan getirmiş olduğu hurufatla (döküm harflerle), Ali Suavi “Muhbir” gazetesini yayınladı.
Mustafa Fazıl Paşa İstanbul’da Saray’la anlaşıp “Yeni Osmanlı” devrimcilerin koruyucusu pozunu terkedince. Agâh Efendi bu durumu yadırgamadı. Mustafa Fazıl Paşa’ya güvenilemeyeceğini önceden biliyordu. 2 Ekim 1871 tarihinde İstanbul’a döndü. Bir süre İzmit Mutasarrıflığı yaptı. 1876 da, şimdiki Danıştay karşılığı Şûrayıdevlet üyesi oldu.
Beşinci Murad’ın 93 günlük saltanatından sonra 31 Ağustos 1876’da İkinci Abdülhamid tahta çıkmıştı. Durumunu güçlendiron Abdülhamid, özgürlük ve meşrutiyet yanlılarını açıkça karşısına aldı. Onları İstanbul’dan uzaklaştırma politikasını güttü. Midhat Paşa yurt dışına çıkarılmış, Namık Kemal Midilli’ye sürülmüştü. Çok geçmeden, 1877’de Agâh Efendi de önce Bursa’ya, ardından Ankara’ya sürgün gitti. Ancak 1884 yılında affa uğradı, Rodos Mutasarrıflığına atandı. 1885 yılında Atina Sefiri oldu. Aynı yıl orada hayata gözlerini yumdu.
Sonradan kemikleri İstanbul’a getirilmiş, Sultan Mahmut türbesi mezarlığına gömülmüştür. Agâh Efendi aynı zamanda ilk Türk posta pullarını çıkarmış olmakla da anılır.