ANATOMİ NASIL DOĞDU?

  Bilim, Sağlık

ANATOMİ NASIL DOĞDU?

Kopernik’in ünlü “Gök Cisimlerinin Hareketi Üzerine” tezini açıklamış olduğu 1543 yılında, Flaman asıllı bir doktor, Andreas Vesalius da büyük tepkiler yaratan başka bir eser yayınladı: “İnsan Vücudunun Anatomisi”. Bu eserle, o tarihe kadar yapılan anatomi çalışmalarının doruk noktasına varılmış oluyordu.
Anatomi, “organik canlıların yapısını ve yapının tümünü meydana getiren organları inceleyen” bilim olarak tanımlanır. Tıp ilmiyle çok yakın ve derinlemesine ilişkisi vardır. Daha çok eski zamanlarda, şimdiki doktorların yerini tutan kimseler, hastalıkları tedavi ve kontrol altına almak için insan vücudunu yakından tanımak gerektiğini biliyorlardı . Ancak bağnaz, tutucu çevreler, katı din kuralları, insan vücudunun inceleme gözlem amacıyla parçalanmasını hoş görmüyordu. Bu tür çalışmaları yapan kimseleri olmadık sıfatlarla nitelendiriyor, ağır cezalara çarpılmalarını öneriyorduı. Dolayısıyla, tüm çabalarını insanlığın yararı yönünde harcayan ilk doktorlar, bilim adamları tavşan, köpek, maymun gibi hayvanlar üzerinde çalışmak zorundaydılar.
İnsan vücudunun bilimsel amaçlarla incelenip gözlemi yapılması için kesilmesine ilk kez İsa’dan önce 300 yılında. İskenderiye Okulu’nda müsaade edildiğini biliyoruz. Bu incelemeler, ölüm cezasına çarpılmış ağır suçluların cesetleri üzerinde yapılıyordu. Daha sonra yaklaşık olarak 2000 yıl süreyle, bu alandaki pratik çalışmalar gene yasaklanmış ancak tehlikeyi göze alan kimseler tarafından gizli gizli yapılabilmiştir.
Yazımızın başında adını ettiğimiz Dr. Vesalins 1514- 1584 yılları arasında yaşamış olup. Louvain ve Paris Üniversitelerinde okumuştu. Bu büyük bilim adamı, eserinin başlangıcında İsa’dan sonra 2. yüzyılda yaşamış olan Bergamalı Galen’in çalışmalarını anıyor ve “…Galen’i izleyenler, onun yolundan gidenler gerçekten değerli bazı gerçekleri ortaya kovmuşlarsa, bunu Galen’e borçludurlar.” diyordu.
Vesalius, anatomik çalışmalarını daha kolay yapabileceği düşüncesiyle Venedik’e geçti ve araştırmalarım orada sürdürdü. Çalışmaları, anatomi biliminin hızlı ve sağlam adımlarla gelişmesinde büyük rol oynayan Vesalius, Bergamalı Galen’in birçok hatalarını, yanıltılarını da ortaya koymuştu. 1537 yılında henüz 23 yaşındayken, Padua Üniversitesi’nde profesörlüğe atandı.
Onun kişisel çabalarıyla, Padua Üniversitesi’nin ünü tez zamanda bütün Avrupa’ya yayıldı. Artık her taraftan Padua Üniversitesi’nin Tıp bölümüne öğrenciler akın ediyordu. Sonradan kan dolaşım sistemine ilişkin büyük buluşunu açıklayacak olan İngiliz William Harvey de bu öğrencilerin arasındaydı.
Vesalius yukarıda adı geçen eserini yayınladığı zaman ancak 28 yaşındaydı. Eseri öğrencilerinden bazılarının notlarıyla hazırlamış, ünlü ressam Titian’ın öğrencilerinden biri de resimlemişti. Vesalius’un eseri yedi bölümdü. Bu yedi bölüm, kemik ve kıkırdakları, kasları, damarları ve atardamarları, sinirleri, iç organları (sindirim,üreme,kalp ve ciğerler),boyun ve sinir sistemini kapsayan bir bütün meydana getiriyordu.
Galen’in yolundan giden kimseler, Vesalius’un onunla ilgili olarak ortaya koyduğu yanlışlara karşı çıktılar. Fakat, Gabriel Fallonius (1523-1562), Hieronymus Fabricius (1537-1619) İngiliz William Harvey, Vesalius’un açtığı yoldan giderek tıp ilmine büyük ve değerli katkılarda bulundular. Anatomi , bu doğrultudaki gelişmelerle modern bir bilim dalı niteliğini kazandı

Bir Cevap Yazın