BÜYÜK İSKENDER KİMDİR?

  Tarih

BÜYÜK İSKENDER KİMDİR?

Tarihçiler, Napoleon Bonaparte dahil, dünya tarihinde hiç kimsenin Büyük İskender’in ulaştığı askeri zaferler düzeyi­ne varamamış olduğunda fikir birliği ederler. Makedonya Kralı Büyük İskender’in ordularıyla gerçekleştirdiği işler göz önünde tutulunca, bu görüşü yadırgamamak gerekir.
İskender 18 yaşındayken ilk zaferini kazanmıştı. İsa’dan Önce 338 yılında babası II. Filip’ in kazandığı Chaeronea Savaşında, zaferin sağlanmasında etken olan süvari birliğine , komuta ediyordu. İki yıl sonra, küçük Grek ülkesinin tahtına geçti. Tez zamanda, kendini komşu ülkelerin düşmanlığıy­la çevrelenmiş buldu. Fakat bu düşman ülkeleri arka arkaya sindirmeyi başardı. İsa’dan önce 334 yılında, Greklerin geleneksel düşmanı Pers (şimdiki İran) İmparatorluğuna karşı dev ölçüde bir saldırı için hazır durumdaydı.
İlkbaharda 30.000 piyade ve 5000 süvari ile harekete geçti. Küçük Asya’yı istila etti. Mayıs ayında büyük bir Pers ordusunu bozguna uğratıp, hızla doğuya, sonra güneye doğru ilerledi. Tüm Suriye sahillerini ele geçirdi. Böylelikle Persler’in yenilmez sanılan deniz gücünü etkisiz kıldı. Mısır’ı di­ze getirmesi kolay oldu. Bunu izleyen yedi yıl içinde, Pers ülkesini baştan başa aştı. Bülücistan’a kadar ulaştı. Arbela’da feci bir yenilgiye uğrattığı Pers ordusu yaklaşık olarak 1.000.000 kişiyi buluyordu.
İsa’dan önce 323 yılında Arabistan’ı istila için her hazırlığını tamamlamışken hummaya tutuldu ve 33 yaşında öldü.
Tarihçiler, Napoleon’a oranla Büyük İskender’in askeri zaferlerinin daha derin ve büyük ölçüde izler, etkiler bırakmış olduğunu söylerler.
Bunun nedeni, İskender’in geçtiği, istila ettiği yerlerde, Helen (eski Yunan) kültürünün izlerini, örneklerini yayması, bırakmasıdır. İskender’in uyguladığı politikanın en ilginç ve başarılı yönü, ele geçirdiği, istila ettiği topraklarda yaşayan ırklarla Grekleri kaynaştırmasıydı. Nitekim kendi de Pers komutanı Darius’un kızıyla evlenmişti.
Büyük İskender kişisel olarak da cesur bir askerdi. Çağının geçerli kurallarına uyarak en ön saflarda savaşırdı. Bir kaç kez ölüm derecesinde ağır yaralanmış olması da bunun sonucudur. Tükenmez bir enerjisi, keskin bir zekası ve gerçekten parlak konuşma yeteneği vardı. Tek zayıf yönü içkiye düşkünlüğüydü. Semerkand’da sarhoşluk sonucu çıkan bir kavgada üvey kardeşini öldürmüştü. Kişiliği ve başarılarıy­la tarihte haklı olarak aldığı yeri lekeleyen bu olaydan iki gün sonra, kendini ölüm döşeğine seren hummaya yakalandı. İnsanın hayatında yazgıya büyük ölçüde yer veren bazı tarih­çiler, İskender’in hastalığını “ilahi adalet” diye tanımlarlar.

Büyük İskender

Büyük İskender

Bir Cevap Yazın