ALFABE NASIL DOĞDU?
Hepimizin bildiği gibi, yazıda kullanılan harf dizisi diye tanımlanır. Alfabedeki harflerin her biri belirli bir sesin karşılığıdır.
Çok eski devirlerde, insanların anlaşması konuşmayla, ve işaretlerle oluyordu. Sonraları, bazı şeylerin ileride hatırlanması için kaydedilmesine ihtiyaç duyuldu. Ayrıca, uzak yerlerdeki insanlarla haberleşmek için bir çare bulunması gerekiyordu. İşte bu ihtiyaçlar sonucu “alfabe” doğdu.
İlkel insanın alfabesi, anlatmak, ifade etmek istediği şeyin isimlerinden ibaretti. Bir atı anlatmak için elinden geldiğince bir at resmi çizmekle yetiniyordu. Korkusunu belirtmek isteyince, ilkel çizgilerle düşen bir yıldırım ve kaçan bir adam çiziyordu. Sonradan eski Mısırlılar da, aynı sistemin daha geliştirilmiş bir şekli olan “hiyeroglif” yazısından yararlandılar. Hiyeroglif alfabesi, her nesne ve kavram karşılığında kullanılan bazı resim-çizgiler niteliğindeydi. Zamanla bunların daha basitleştirilmesi, belirli bir düzene sokulması yoluna gidildi.
Bir İngiliz arkeoloğu olan Finders Petrie, 1905 yılında Sina yarımadasında bulduğu bir kitabeden yararlanarak, tarihte ilk alfabenin M.Ö.2000 yıllarında, Mısır’la İsrail arasında yerleşik Samî asıllı bir kavim tarafından kullanıldığının açıklanmasında öncülük etti. Yazı için harflerin kullanılmasında öncü olanlardan Fenikeliler, yazı sistemini kurmakta eski Mısırlıların “hiyeroglif’ alfabesinden yararlanmışlardı. Fenikeliler’in alfabesi, bugün kullandığımız alfabenin gerçek anlamıyla çıkış noktası sayılabilir.
Yukarda sözünü ettiğimiz Samî alfabesinden çok sayıda alfabe türemiştir. Sami Alfabesi genel bir bakışla ikiye ayrılıyordu. Bu iki kol ve bunlardan türeyen alfabeler aşağıda gösterilmiştir :
1 – Güney Alfabesi: Habeş alfabesi, Semud ve Galla alfabeleri bundan türemiştir.
2 – Kuzey Alfabesi: Fenike ve Aramîkolları olarak ayrıca ikiye ayrılır. İbrani, Yunan ve Latin yazıları Fenike kökenlidir. Arap, Pehlevf, Uygur ve Hint alfabesi de Aramî kolundan türemiştir.
Alfabe deyimi, aslında eski Yunan alfabesinin “alpha-alfa” ve “beta” harflerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Romalılar da alfabelerini birçok konuda yaptıkları gibi eski Yunanlılar’dan kopya ettiler.
Fenikelilerin alfabesinde sadece sessiz harfler varken, onların alfabesinden yararlanan eski Yunanlılar bu alfabeye sesli harfleri de eklemişlerdi.
Başlıca üç alfabe:
1 – Yunan Alfabesi
2 – Latin Alfabesi
3 – Arap Alfabesi
olarak guruplandırılabilir. Arap alfabesinde birçok sesli harfler yazılmaz. Bunların yerine “hareke” denilen işaretler kullanılmaktadır. Arap alfabesi de, “elif-a” ve “be-b” harfleri sırasıyla başlar.
Eski Türkler’in kullandığı Uygur Alfabesi, Samî alfabesinin kuzey bölümünün Aramî dalından kökenlidir. Bazı kimseler Orhon alfabesinin de aynı kökenli olduğunu söylemişlerse de, buna karşı çıkan bilim adamları vardır.Orhon alfabesinin doğrudan doğruya Orta Asya’da türediği ileri sürülmektedir.