HANGİ ÜLKE DENİZ YÜZEYİNDEN ALÇAKTIR?
Yüzölçümü yaklaşık olarak 32.440 km2 olan Hollanda, daha ziyade deniz yüzeyinden alçaktaki konumu nedeniyle ilginç bir ülkedir. Hollanda “Laleler Ülkesi”,” Yeldeğirmenleri Ülkesi” diye de ün yapmıştır. Kuzey Avrupa Ovası’ nın batı ucundaki bu Batı Avrupa ülkesinin toprakları engebesizdir. Yükseklik hiç bir kesimde 200 metreyi aşmaz. Batı kıyıları, içerilere kadar deniz yüzeyinden de alçaktır. Bu kesimlerde kurutma, önleyici sedler ve kanallar sayesinde denizden hayli toprak kazanılmıştır.
1780 yılında 2 milyon, 1874 de 4 milyon olan nüfus halen, 13 milyonu aşmış bulunmaktadır. Yüzölçümünün azlığı nedeniyle nüfus yoğunluğu yüksektir. Ülkede yaklaşık olarak 130.000 Alman, 15.000 Alman yahudisi (Yidiş), 1 milyonu aşkın Frizon vardır. Frizonlar kuzeyde yaşayan ve kendi dillerini konuşan bir topluluktur. Hollandalılar Flaman dili konuşurlar.
Başkent Lahey (Haag), ülkenin en büyük, en kalabalık şehri ise Amsterdam’dır. Ren’in denize dökülen kollarından birinin üzerinde bulunan Rotterdam büyük bir limandır. Nüfus bakımından Amsterdam’dan sonra ikinci Hollanda şehri olup, aynı zamanda dünyanın en hareketli limanlarından biridir.
Hollandalılar hayvancılık ve tarımla, elmas yontma ve işleme kuruluşlarıyla, balıkçılık ve konservecilikte zengin olmuştur. Bir zamanlar, Hollanda sömürgecilik politikasındaki başarısıyla çok geniş ve zengin topraklara sahipti. Ülkede okuma yazma bilmeyen yoktur. Ulaşım son derece gelişmiştir. Yönetim düzeni krallık olup, ülke ll eyalete ayrılır. Başka türlü söylemek gerekirse,çok belirgin olmayan federatif bir düzen vardır. Demir madenleri olmadığı için çelik yapamayan Hollanda,bu ihtiyacını dışardan karşılar.
Buna karşılık, ülkede zengin maden kömürü kaynakları vardır. Bir zamanlar Ispanya’nın yönetimi altında kalan Hollanda, 1830 yılında bağımsız bir krallık olmuştur.
Kadınlarının renkli, değişik giysileri, başlıkları, tahta ayakkabıları, ülke boyunca yayılmış yeldeğirmenleri, çok çeşitli laleleriyle, Hollanda büyük ölçüde turist çeker. Büyükbaş hayvanlar dolayısıyla terevağ, süt, peynir gibi besin maddeleri ayrı bir endüstri niteliğini kazanmıştır.