ELEKTROMANYETİK DALGALARI KİM BULDU?

  Bilim

ELEKTROMANYETİK DALGALARI KİM BULDU?

1820 yılında Hans Christian Oersted adında Danimarkalı bir öğretmen, belki de farkında olmaksızın çok önemli ve elektronik alanında geniş ufukların açılmasını sağlayan bir keşifte bulundu. Oersted elektrik akımı taşıyan bir telin yakı­nma manyetik (mıknatıslı) bir pusula yerleştirdiği zaman pusula ibresinin telle dikey kesişecek yönde bir noktaya hareket ettiğini gördü.
Hans Christian Oersted, pusula ibresinin küçük -daha doğ­rusu- ince bir mıknatıs olduğunu biliyordu. Bu nedenle, ibre­yi hareket ettirecek bir mıknatısın (manyetik gücün) varlığı şarttı. Başka türlü söylemek gerekirse, ibrenin hareketi, telden geçen elektrik akımının teli çevreleyen bir tür mıknatıslılık yarattığının belirtisiydi. Buradaki manyetik gücün elektrikle oluşması nedeniyle, Oersted bunu “elektromanyetizm” diye adlandırdı.
Elektrikle yüklü bir objeyi kuşatan elektromanyetizm “e1ektromanyetik alan’ diye tanımlanır.
Aradan otuz altı yıl geçtikten sonra 1856 yılında, James Clark Maxwell adındaki genç bir İngiliz fizikçi, elektromanyetik güç ve alan konusunu titiz bir dikkatle inceledi. Elektrik yükünde uygulanan bir hareketin elektromanyetik bir alan oluşturduğu kuramını daha geliştirdi. Alan tarafından yayılan elektromanyetik dalgaların varlığını ortaya koydu. Maxwell, kendine karşı çıkan bilim adamlarını matematik eşitlemeler kurarak bu kuramın doğruluğuna inandırdı.
Buna rağmen, 1888 yılma kadar hiç kimse Maxwell’in öne sürdüğü elektromanyetik dalgaların varlığını kesinlikle ispatlayamadı. Elektromanyetik dalgaların varlığını deneysel yollarla ispatlayan bilim adamı, genç bir Alman fizikçini olan Heinrich Hertz’di.
Hertz, hareket eden bir elektrik yükünün elektromanyetik dalgalar yayınlandığına göre buna benzer bir donanımın da bu dalgaları alabileceğini, hatta onları elektrik yüküne dönüştürebileceğini öne sürdü.
İleri sürdüğü kuramı ispatlamak için özel bir cihaz yaptı. Bu cihazda, iki metal çubuğun ucundaki küçük küreler arasında kuvvetli bir elektrik kıvılcımı sıçrıyordu. Küllerin aralığı 1.5 santimden daha azdı. Bu mesafe “kıvılcım aralığı’ diye adlandırılıyordu. Hertz, içinde bir kıvılcım aralığı olan metal bir halka hazırladı.Halkayı, kıvılcım oluşturan cihazdan belirli bir mesafeye yerleştirdi.
Çubuklar arasında bir kıvılcımın atlaması için uygun koşulları hazırlayan Hertz, metal halkanın kıvılcım boşluğundu da bir kıvılcımın oluştuğunu gördü. Oysa iki kıvılcım boşluğu arasında herhangi bir bağlantı yoktu. Bu durumda, metal çubuklar arasındaki boşlukta oluşan kıvılcımın metal halkadan da geçmiş olması gerekiyordu.
Hertz’in elektromanyetik dalgalara ilişkin buluşu, onun radyo yayını alanında en önemli adımı atan kimse olarak ka­bul edilmesini sağlamıştır.

Bir Cevap Yazın