BABIALİ NEDİR?
19. yüzyıl başına kadar, Osmanlı İmparatorluğunda şimdiki hükümet (kabine) düzeni karşılığı “Divan-ı Hümayun ” vardı. 19. yüzyıldan itibaren, devlet düzeninde bildiğimiz hükümet sisteminin uygulanmasına başlandı. Sadrazamlık makamı karşılığı da, “Yüce kapı” anlamına “Babıâli” deyimi geçerli oldu.
Eski devirlerde de, sadrazamların resmi daire olarak da kullandıkları özel ikamet yerleri “kapı” diye adlandırılırdı . Bu adın verilmesi, devlet işlerinin görüldüğü yer olmasından ötürüydü. Gene bunun gibi, diğer resmi daireler için de “kapı” deyimi geçerliydi. “Ağa Kapısı”, “Defterdar Kapısı” bu bakımdan sayılabilecek örneklerdir.
Babıâli, genel anlamıyla bugün İstanbul Valiliğinin bulunduğu yapıya verilmiş isimdir. Fakat zamanla bu çevrenin tanımlanmasında, belirtilmesinde kullanılan kelime olup çıkmış, bir semt adı niteliğini almıştır.
Şimdiki İstanbul Valiliği’nin bulunduğu yapıya “Babıâli ” adının verilmesi 1645 tarihinden sonraya rastlar. İlk kez Sadrazam Derviş Paşa’ya verilmiş olan bu konak Derviş Paşa’nın ölümünden sonra gelen bütün sadrazamların oturduğu yer niteliğini kazandı. Ancak, arada başka yerlerde oturan sadrazamlar da çıkmıştır. Örneğin Lâle Devri’nin ünlü sadrazamı Damat İbrahim Paşa çoklukla Beşiktaş’ta oturmuştu.
Önceleri, Babıâli’de harem, selamlık bölümleri, büyük mutfaklar, ahırlar, arabalıklar, sekban koğuşları vardı. O zamanki içişleri bakanı karşılığı Kâhya Bey’in, dışişleri bakanı yerine görev yapan reisülküttabın ve başka yüksek düzeyde devlet görevlilerinin özel odaları da bulunurdu burada 1826 tarihinde Yeniçeri Ocağı ve düzeninin kaldırılmasından sonra, Babıâli Sadrazamların konutu olmak niteliğini kaybetti. Burayı tam anlamımla resmi bir daire olarak kullanan ilk padişah II. Mahmut’tu. Daha önceleri, Padişah fermantarında “Babıâli” kelimesi geçmezdi.
Bir yangın sonucu kül olan yapının yerine , II. Mahmut Sadrazam Selim Paşa’ya yeni bir yapının kurulmasını buyurdu . II. Mahmut devrinde devlet düzeninde yenilikler yapılmaya başlanmıştı. 1835 yılında, sadrazam Kâhyalığı “mülkiye nazırlığı”, reisülküttablık “hariciye nazırlığı”, defterdarlık da “maliye nazırlığı”oldu. Tanzimat’ın ilanıyla, Babıâli’den harem bölümü kaldırıldı. Şurayı Devlet (Danıştay), Dahiliye, Hariciye, Adliye daireleri buraya taşındı.
Nitekim “Paşa kapısı”, deyimi yerine gerek iç, gerekse dış çevrelerde “Babıâli” deyiminin kullanılmaya başlaması da bundan sonradır. 1850 ile 1870 yılları arasında, Babıâli İmparatorluğun gerçek anlamda yönetim merkezi olmuştu.
Babıâli, 1754, 1808, 1825, 1838, 1873 ve 1912 yıllarında büyük yangınlar geçirdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun sonlarına doğru Babıâli’nin sahne olduğu bir başka önemli ve siyasal olay, başlarında Enver Paşa, Yakup Cemil ve diğer bazı İttihat ve Terakki ileri gelenlerinin bulunduğu bir grup tarafından yapılan “Babıâli Baskını” dır. Kâmil Paşa’nın sadrazamlıktan istifasını sağlamak amacıyla yapılan bu baskında Harbiye Nazırı Nâzım Paşa ve yaveri Yüzbaşı Tevfik Bev vurulmuştur.
Daha yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi, Babıâli nice yangınlardan, önemli siyasal olaylardan sonraki haliyle, bugün İstanbul Valiliği’nin bulunduğu yapıdır.